Vaka Çalışması: Başlık Etiketlerinde H2 Yerine H3 Kullanımı
Merhaba! Bir vaka çalışmasıyla daha birlikteyiz. Bu sefer, diş kliniğimizin SEO içerik stratejisi üzerinde yaptığımız başlık etiketleri denemelerinin sonuçlarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Bildiğiniz gibi, SEO’da küçük detaylar büyük farklar yaratabiliyor. Biz de bu kez, içeriklerde H2 yerine H3 etiketlerini kullanarak nasıl farklı sonuçlar elde ettiğimizi inceledik. Ortaya çıkan sonuçlar oldukça ilginç ve faydalı oldu. Şimdi, bu süreçte neler yaşadık ve nasıl başarı elde ettik, gelin birlikte göz atalım!
Diş kliniğimizin dijital varlığını güçlendirmek ve arama motorlarındaki görünürlüğümüzü artırmak amacıyla kapsamlı bir SEO içerik çalışması gerçekleştirdik. Bu süreçte tüm anahtar kelimeleri hedef alarak içeriklerimizi zenginleştirdik. Ancak içeriklerde H2 etiketinin kullanımı konusunda bazı farklılıklar yapmayı hedefledik ve bu durum bize önemli avantajlar sağladı.
Giriş
SEO içerik çalışmamızın temel amacı, diş sağlığıyla ilgili kapsamlı ve faydalı bilgiler sunarak hem potansiyel hastalara ulaşmak hem de mevcut hasta tabanımızı bilgilendirmekti. Diş sağlığı, bireylerin genel sağlıkları üzerinde doğrudan etkili bir faktör olduğundan, bu alanda doğru bilgilere ulaşmak hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle, kullanıcıların sıkça aradığı anahtar kelimeleri belirleyerek içeriklerimizi bu terimlere göre optimize ettik. Bu strateji, arama motorlarında daha görünür hale gelmemize ve hedef kitlemize daha etkin bir şekilde ulaşmamıza yardımcı oldu.
İçerik üretim sürecinde, bazı sayfalarda H2 etiketine yer verirken, bazılarında bu etiketi kullanmamayı tercih ettik. H2 etiketinin, sayfanın yapısını düzenlemesi ve arama motorlarının içeriği daha iyi anlamasına yardımcı olması bakımından önemli bir rolü vardır. Ancak bazı içeriklerimizde H2 etiketini kullanmamak, içeriği daha akıcı ve esnek hale getirerek okuyucuların ilgisini çekmemize olanak tanıdı. Bu farklı başlık hiyerarşileri, arama motoru sonuç sayfalarında (SERP) daha iyi performans göstermemizi sağladı ve bu sayede belirli anahtar kelimelerde daha üst sıralara çıkmamıza yardımcı oldu.
Ayrıca, SEO içerik çalışmamızda hedeflediğimiz anahtar kelimeleri belirlerken, kullanıcıların arama alışkanlıklarını ve ihtiyaçlarını göz önünde bulundurduk. Böylece, hem bilgilendirici hem de ilgi çekici içerikler üreterek, hasta potansiyelimizi artırmayı başardık.
Gelişme
H2 etiketlerinin kullanımındaki bu farklılık, içeriklerimizin daha geniş bir kitleye ulaşmasına önemli bir katkı sağladı. Özellikle H2 etiketlerinin bulunduğu içerikler, arama motorları tarafından daha belirgin bir şekilde algılanarak sıralamalarda yükseliş gösterdi. Bu durum, belirli anahtar kelimelerde SERP’te daha fazla görünürlük elde etmemize yardımcı oldu. Arama motorları, sayfa yapısını ve içeriğin önem derecesini belirlerken başlık etiketlerine büyük önem veriyor. H2 etiketleri, içerik hiyerarşisini ve organizasyonunu sağladığı için, sayfalarımızın arama motorları tarafından daha kolay taranmasını sağladı.
Diğer taraftan, H2 kullanılmayan içeriklerimizde de daha özgün bir yaklaşım sergileyerek okuyucuların ilgisini çekmeyi başardık. Bu içerikler, daha az klasik yapı ile kullanıcıların dikkatini çekti ve uzun süre sitede kalmalarını sağladı. H2 etiketinin eksikliği, bazen içeriklerin akışını daha esnek hale getirirken, bazen de kullanıcıların içeriği daha fazla keşfetmelerini teşvik etti. Kullanıcılar, alışılmış başlık yapılarına karşı duyulan bir özlem nedeniyle farklı yapıya sahip içeriklerimize daha fazla ilgi gösterdi.
Özellikle bu içeriklerde kullandığımız yaratıcı anlatım tarzları ve etkileşimli unsurlar, kullanıcıların sayfamızda geçirdiği süreyi artırdı. Daha az yapılandırılmış içerikler, okuyucuların bilgiye ulaşma deneyimini kişiselleştirerek onları daha fazla dahil etti. Ayrıca, H2 kullanılmayan içeriklerin akışkan yapısı, okuyucuların içeriğin derinliklerine inmesine ve daha fazla bilgi edinmesine olanak tanıdı. Bu durum, onların sitede daha fazla zaman geçirmelerine ve sonuç olarak dönüşüm oranlarının artmasına katkıda bulundu.
Sonuç olarak, H2 etiketlerinin stratejik kullanımı ile birlikte, içeriklerimizdeki başlık hiyerarşisindeki farklılıklar, hem arama motoru performansını artırdı hem de okuyucu deneyimini zenginleştirdi. Bu çeşitlilik, hem SEO hem de kullanıcı etkileşimi açısından olumlu sonuçlar elde etmemizi sağladı.
İçerik Hiyerarşisinin Yeniden Düzenlenmesi
H3 etiketlerini H2 yerine kullanmak, içerik yapımızı farklı bir şekilde sunmuştu. Bu durum, arama motorlarına içeriğin organizasyonu hakkında yeni bir perspektif kazandırmıştı. Örneğin, H2 etiketlerinin altında yer alan H3 başlıkları, arama motorları tarafından daha az önemli konular olarak algılanmıştı. Bu sayede belirli anahtar kelimeler veya konular daha az rekabetle öne çıkmıştı.
1. Farklı Bir Hiyerarşi Oluşturma
H3 etiketlerini H2 yerine kullanmak, içeriğimizde daha fazla alt konuya yer açmıştı. Arama motorları, başlık hiyerarşisini dikkate alarak içeriğimizi değerlendirmişti. H3 başlıkları altında sunulan bilgiler, ana konuların spesifik alt başlıklarını temsil ettiğinden, bu yapı içerik akışımızı zenginleştirmiş ve okuyuculara daha fazla bilgi sunmamıza olanak tanımıştı.
2. Rekabetin Azalması
H3 başlıkları ile H2 başlıkları arasındaki bu farklılık, bazı anahtar kelimelerin sıralamasında önemli değişikliklere yol açmıştı. H3 altında yer alan içerikler, arama motorları tarafından daha az rekabetle karşılaşmıştı. Örneğin, “Diş Estetiği” başlığı altında “Zirkonyum Kaplama” gibi bir alt başlık kullandığımızda, bu spesifik konu H3 etiketiyle sunulduğunda daha az dikkat çekmişti. Kullanıcılar bu tür spesifik terimleri ararken, H3 ile işaretlenmiş içeriklerimiz daha iyi sıralama elde etmişti.
3. Anahtar Kelime Stratejilerinin Geliştirilmesi
H3 etiketleri, içeriklerimizde belirli anahtar kelimeleri daha etkin bir şekilde kullanmamıza olanak tanımıştı. H3 altında yazılan metinler, spesifik terimler içermiş ve bu durum arama motorlarına o konu hakkında net bir sinyal göndermişti. Örneğin, “Diş Beyazlatma Yöntemleri” gibi bir H3 başlığı kullandığımızda, arama motorları bu özel konuda sayfamızı daha iyi değerlendirmişti. Bu da arama sonuçlarında görünürlüğümüzü artırmıştı.
4. Kullanıcı Deneyimi ve Erişilebilirlik
H3 başlıkları, içeriklerimizin daha okunabilir ve erişilebilir hale gelmesini sağlamıştı. Okuyucular, H3 ile işaretlenmiş alt başlıklar sayesinde içerikteki bilgileri daha hızlı ve etkili bir şekilde bulmuşlardı. Bu yapı, kullanıcıların sayfamızda daha fazla zaman geçirmesine ve içerikle daha derinlemesine etkileşime girmesine yardımcı olmuştu. Kullanıcı deneyimi iyileştikçe, arama motorları da bu durumu olumlu bir sinyal olarak algılamış ve sıralama iyileştirmeleri gerçekleşmişti.
Sonuç
Geleneksel başlık hiyerarşisine sadık kalmamak, sayfamızı rakiplerimizden ayıran önemli bir faktör oldu. Arama motorları, bu farklı yapılandırmalara karşı olumlu bir yanıt verdi. Hiyerarşi dışı bir yaklaşım sergilediğimizde, sayfamız diğerlerinden daha dikkat çekici hale geldi ve sonuç olarak daha fazla tıklama almıştık. Bu farklılık, arama motorları tarafından “yenilikçi” bir adım olarak algılanarak sıralamalarımızda belirgin iyileşmeler görmemizi sağladı.
Sonuç olarak, içeriklerimizde başlık etiketlerini farklı şekillerde kullanarak gerçekten etkileyici sonuçlar elde ettik. H3 etiketlerini H2 yerine kullanmak, hem arama motorlarını şaşırttı hem de içeriklerimizi daha özgün ve ilgi çekici hale getirdi. Bu sayede SERP’te daha fazla görünürlük kazandık ve kullanıcı deneyimini iyileştirdik. Denemeler yapmamın sebebi de tam olarak bu! SEO dinamik bir alan ve her ufak değişiklik büyük farklar yaratabiliyor. Bu yüzden, sürekli performans izlemesi yaparak neyin işe yaradığını anlamaya devam ediyoruz. İyi sonuçlar elde ettikçe, bu denemeleri sürdürmek keyifli oluyor.
Gülşah ARSLAN
NOT: Bu çalışmaları yaparken, mutlaka performans izlemesi yapmanın önemini de göz ardı etmemek gerekir. Başlık etiketlerinde yapılan değişikliklerin SEO üzerindeki etkisini anlamak ve iyileşme sağlayıp sağlamadığını görmek için düzenli olarak performans analizleri yapmıştık. Bu analizler, hangi stratejilerin işe yaradığını ve hangi alanlarda daha fazla optimizasyon gerektiğini görmemizi sağlamıştı. Böylece, ilerleyen süreçlerde daha bilinçli ve verimli kararlar alarak SEO çalışmalarımızı güçlendirme fırsatını elde ettik.